İSLÂMÎ EDEBİYAT’IN İKİNCİ KAYNAĞI: HADİS-İ ŞERİFLER

SİYAMİ AKYEL/MİLLİ GAZETE

İslâmî Edebiyat’ın ikinci kaynağı, Ümmü’l Kurâ’nın (Mekke-i Mükerreme’nin) yani şehirlerin efendisinin içinden çıkan o Büyük Efendi’nin, Resul-ü Kibriya’nın, Hatemü’n-Nebiyyin’in mübarek dudaklarından dökülen sözler bütünü olan Nebevi Edebiyat’tır, Hadis Edebebiyatı’dır. Budur İslâmî Edebiyat’a can suyu olan.

Ümmü’l Kurâ’nın içinden çıkan ve tüm âleme efendi olan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle bahseder sözün gücünden: “Allah’ın bana verdiği bilgi ve beni vazifelendirdiği dünya görüşü, bol yağmura benzer. Onu cins toprak alır, ekinleri ve meyveleri çıkarır. Sert arazi de biriktirir. Allah böylece de onunla insanları faydalandırır; ekin ve hayvanlarını sular, kendileri içer insanlar. Aynı yağmur bir araziye düşer ki, kaybolup gider, ot ekin de bitirmez. İşte bu, şunu anlatır: Allah’ın dininde kavrayışlı olan, benim sunduğum bilgi ve nizamdan faydalanır ve başkalarını da faydalandırır. Ama buna kulak vermeyen ve akıl erdiremeyenler, anlamadığı için de benim getirdiğimi kabullenmezler”.

Hatemü’n-Nebiyyin başka Hadis-i Şeriflerde şöyle buyurmuştur:
“Fesahat benim için tabiîdir. Çünkü Kur’an-ı Kerim fasih Arapça olarak, bana indi” (Hadis-i Şerif).
“Beni Rabbim edeplendirdi. Edebimi ne kadar güzel verdi” (Hadis-i Şerif).
“Ya Hassan, hicvet onları, Ruhu’l-Kudüs seninledir!” (Hadis-i Şerif)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu bağlamda şöyle buyurmuştur: “Şair sözü olarak en doğrusu Lebid’in: ‘Allah’tan başka her şey batıldır’ mısraı; yine en yanlışı da Lebid’in ‘Bütün nimetler elbette kaybolucudur’ ifadesidir.”

Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Dokunma ey Ömer! İbn-i Revaha’nın şiiri, onlar üzerinde, ok gamzesinden daha etkilidir.”

İslâmî Edebiyat’ın üstadı Ali Nar Hoca, Hadis-i Şeriflerin İslâmî Edebiyat’ın oluşmasındaki önemi ve Hadis Edebiyatı’nın muhtevasını şöyle ifade etmektedir:

“Hadis Edebiyatı literatürü belirtir. Yani Hz. Peygamber’in buyruk ve davranışlarına dâir her yazı tarzı ‘Usul, füru’ yani Hadis’. Metodolojisi-kritiği ve metinleri, Hadis şerhi ve çıkarılan hükümler. Hadislerdeki dini, sosyolojik ve ahlâkî yönlere kadar. Hatta Kırk Hadis, 101 Hadis, 1001 Hadis. Konularına göre, sıhhat derecesine göre Hadis derlemeleri; Kutsi Hadisler, Mevzu Hadisler gibi kaynağına göre derleme ve tenkidlerine kadar. Dün olduğu gibi zamanımızda da değişik örnekler verilebilir.

İkincisi ise Hadislerdeki edebi üslup, sanatsal özellikler, özel kavram ve terimler vb.” İslâmî Edebiyat’ın

ikinci ana gövdesini oluşturur.”
Bu bakımdan, eğer edebiyat, bu ruhu Allah’ın ebedî kelâmı Kur’an-ı Kerim’den ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Hadis-i Şeriflerinden alıyorsa, bu tam manasıyla “İslâmî Edebiyat”tır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir